ANESİAD Gaziantep Şubesi İftar Programı

Başpınar Bişirici Restoranda düzenlenen iftar programına Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, Şahinbey Kaymakamı Selami Aydın, ANESİAD Gaziantep Şube Başkanı Yunus Atilla Hamallar, Şehitkâmil İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yağcı, Müsiad Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Çelenk, Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı Başkanı Ökkeş Eruslu, daire başkanları, eğitim yöneticileri, üyeler ve davetliler katıldı.

 ANESAİD Gaziantep Şubesi Üyeleri İftarda Bir Araya Geldi

Anadolu Esnaf Sanayici ve İşadamları Derneği (ANESİAD) Gaziantep Şubesi 29 Haziran Pazartesi günü iftar programı düzenledi.

Başpınar Bişirici Restoranda düzenlenen iftar programına Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, Şahinbey Kaymakamı Selami Aydın, ANESİAD Gaziantep Şube Başkanı Yunus Atilla Hamallar, Şehitkâmil İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yağcı, Müsiad Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Çelenk, Hoşgör Fatih İlim Araştırma Vakfı Başkanı Ökkeş Eruslu, daire başkanları, eğitim yöneticileri, üyeler ve davetliler katıldı.

İftar programı ANESİAD Gaziantep Şubesi üyesi Mustafa Uncuer’in sunumuyla gerçekleştirildi. Mustafa Şakı’nın okuduğu Kur’an-ı Kerim ve ardından yaptığı iftar duasıyla başlayan programda daha sonra ANESİAD’ın tanıtım filmi izlendi. Tanıtım filminin ardından iftar programının açılış konuşmasını yapmak üzere ANESİAD Gaziantep Şube Başkanı Yunus Atilla Hamallar kürsüye davet edildi.

Batı Medeniyeti İnsanlığa Huzur Ve Saadet Vadetmiyor

Hamallar iftar programına katılanları selamladıktan sonra sözlerine şöyle devam etti; “Bizler işadamları, sanayiciler, esnaflar ve tüccarlar olarak burada bir aradayız. Ortak paydamız Allah’ın para ile mal ile servet ile imtihan ettiği bir zümre olmamız. Dolayısıyla ya bu nimetleri emanet bilip Hz. Davut gibi Hz. Süleyman gibi bu dünyanın hükümranı oluruz veyahut Karun gibi zilletle yerin dibine geçenlerden oluruz. Bugün dünya üzerinde yapılan savaşların ekonomik sebeplere, para oyunlarına ve de iktidar hırslarına bağlı olduğunu düşünürsek bu kuruluşların ne kadar elzem olduğunu bizlere bir kez daha anlatacaktır. Biz Müslümanlar insanlar arasından çıkarılmış en hayırlı ümmetiz. Peki, ne oldu bize de zulmeti bitirip felaha gark etmek üzere gelmiş iken İslam dünyası olarak kaos içerisindeyiz? Kendimize sormamız gereken soru bu. Görüldü ki batı medeniyeti insanlığa huzur ve saadet vadetmiyor. Adalet ve merhamet ise onların kendi çıkarları için kullandığı oyuncaklar haine gelmiş durumda. Tam da bu noktada biz Müslüman işadamları bilsek de bilmesek de bu işin merkezinde duran adamlarız. Arzın imarı ve neslin inşası için bu örgütlü yapılarda bulunmak zorundayız. Allah Saf suresi 4. Ayette; “Hiç şüphe yok ki Allah kendi yolunda duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever” buyurmuyor mu? Hani bir tabir vardır ya herkes kendi kapısının önünü süpürürse sokak temiz olur diye. İşte biz inananlar sadece kendi kapımızın önünü temizlemekle kalmayıp komşumuzun da kapısının önünü temizleyenler olmalıyız.

Farkındalık Oluşturacak Projeler Ortaya Koymamız Lazım

Elle tutulur, gözle görülür yaralarımıza merhem olacak sözler ve fikirler söylememiz lazım. Şehrimizde ve ülkemizde farkındalık oluşturacak projeler ortaya koymamız lazım. Bir işadamı Gaziantep’te bir işe yatırım yaptığı zaman diğer işadamları da aynı sektöre hücum eder, o sektörü şişirir, balon haline getirir patlayınca da ah vah ederiz. Oysa yarı özerk ve resmi devlet kuruluşlarıyla bu kargaşaya son verebiliriz. Sen bu sektöre yatırım yapacaksın ama bu sektör zaten şişmiş arz fazlası var. Bak ülkemizin şu sektörlerde mamullere ihtiyacı var. Bu şekilde milyonlarca doların, avronun yurt dışına akıtmaya engel olmamız lazım. İşte bu sözleri söyleyebilecek böyle örgütlü yapılardır. Bizim Gaziantep genelinde niçin bir silah sanayimiz yok? Sofralarımızda yetiğimiz meyvelerin, sebzelerin tohumlarını terör devleti İsrail’den satın almak zorunda mıyız? Biz tohum üretemez miyiz? Diğer illere karşı şu kadar organizemiz var deyip övünürüz ama bu organizemizin içerisinde bir tane ilaç fabrikası maalesef yoktur. Ülkelerin refah göstergelerini gösteren kişi başı milli gelirleri bizde 2 bin dolardan 10 bin dolara çıktı. Ama yıllardır 10 bin dolarda patinaj yapıp duruyoruz. Bunun en büyük sebebi eğitim seviyesinin yetersiz kalmasından kaynaklanmaktadır. Motivasyonla ve kendimize güvenle buraya kadar geldik ama bundan sonrasını başarmak için eğitimli insanlara, kadrolara ihtiyacımız var.

Helal Kazanç, Adil Paylaşım

Biz Müslümanlar iktidar nimetini taşıyamadık. Maalesef konformizm hastalığına düştük. Daha konforlu evler, daha konforlu arabalar, ofisler vs. Kazandıklarımızı doğru eğitim ve istihdamlarda, bu ülkenin insanlarına faydalı olacak kulvarlarda kullanamadık. Bizim ANESİAD’ımızın helal kazanç, adil paylaşım sloganında da olduğu gibi helal kazanca, adil paylaşıma, adalete maalesef yeteri kadar kafa yoramadık. Bizlerin bunları başaracak imanı ve gücü var. Bakın dünyanın öbür ucunda dört bir tarafı sularla çevrili olan Japonya. Hem de batı medeniyetinin eli sopalı delisi olan Amerika tarafından atom bombasıyla cezalandırılmış bir ülke. Fakat bugün Japonya’nın onlarca markası var. Evlerimizde ve işyerlerimizde bunları kullanıyoruz. Peki, tüm İslam ülkelerini göz önünde aldığımızda bizim İslam ülkelerinin bir dünya markası var mı? Maalesef ben bilmiyorum. Yine ikinci dünya savaşında yerle bir edilmiş olan Almanya. Bu ülkelerin her birinin yıllık ihracat rakamları tüm İslam ülkelerinin yıllık yaptıkları toplam ihracattan faladır. Zannedersem bu tablo bize yeterince bize net bir şekilde açıklıyor. Ama sünnetullah böyledir. Allah çalışana verecektir. Hülasa bilgisayarı, cep telefonunu, uzaya gönderilen uyduları ve de insan hayatını kolaylaştıracak nice icatları biz Müslümanlar yapsın. Bundan sonrası için inancımızı kuşanarak kollarımızı sıvazlayıp yeniden bismillah demenin vaktidir. İnanıyorsanız üstün gelecek olan sizlersiniz vaadine sırtımızı dayayıp bir umutla gözlerini Türkiye’ye çevirmiş, umutla bekleyen mazlum ümmet için, hak etmediği halde açlıktan ölen, hastalıktan ölen insanlık için, namusu ve iffeti ayaklar altına alınmış zavallı ve aciz kimseler için ve dahi genleriyle oynanmış nebatat için bizlerin yeniden inancını kuşanma vaktidir. Vakit yeniden diriliş vaktidir, zamanın ruhunu idrak vaktidir” dedi.

Hamallar’ın konuşmasının ardından Şahinbey Kaymakamı Selami Aydın kürsüye geldi. Aydın konuşmasında son defa Şahinbey Kaymakamı olarak bir arada olduklarını belirterek; “Son gelen kararname ile Bursa Vali Yardımcısı olarak atandım. Gaziantep’e hizmet etmek benim için onurdur. Şahinbey Türkiye’nin en büyük ilçesi, 850 bin nüfusu var. Türkiye’nin 64 vilayetinden daha kalabalık bir kent. Bu şehirde neler yapmak gerektiği konusunda belediyelerimizle ve sivil tolum kuruluşlarıyla bir araya geldik. Gaziantep müteşebbislerin çokça yer aldığı bir kent. Ama bu şehirde bir şey ihmal ediliyor, bu ihmal herkesin ihmali. İnsanların eğitimleriyle çok fazla ilgilenmiyoruz. Bir milletin büyüklüğü kalifiye insan sayısıyla belli olur. Biraz bilgi verilse, herkes mahiyetinde çalışan insanlarla biraz ilgilense bu sorun aşılacaktır” dedi.

Program yapılan konuşmaların ardından sona erdi.