ANESİAD Gaziantep Şubesi tarafından düzenlenen Tecrübe Paylaşımı programı 17 Mart Perşembe günü Şehitkâmil Kültür ve Kongre Merkezi (ŞKM)’de yapıldı. Programa Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, ANESİAD Gaziantep Şube Başkanı Yunus Atilla Hamallar, yönetim kurulu üyeleri, üyeler ve davetliler katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda daha sonra ANESİAD’ın tanıtım filmi izlendi.

Kardeşlik İklimini Sürdürdükçe Onlar Emellerine Ulaşamayacaklar

Programın açılış konuşmasını ANESİAD Gaziantep Şube Başkanı Yunus Atilla Hamallar yaptı. Hamallar, konuşmasına Anakara’daki terör saldırısına değinerek başladığı konuşmasında emperyalist güçlerin ülkemizi diz çöktürmeye çalıştığını belirtti. Bu patlamaların, bu saldırıların insanlarımızın kardeşliklerini pekiştireceğini vurgulayan Hamallar, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu halklar, bu inanmış yürekler, kardeşlik bilinciyle şuurlanmış insanlar patlamalarla, terör saldırılarıyla daha da kardeşliklerini pekiştirecek ve yüreklerini kenetlendirecek inşallah. Biz bu saldırıları yapanlara diyoruz ki, yenileceksiniz. Bu bilinçli, şuurlu, kardeşlik iklimini bizler sürdürdükçe, inancımızın gereğini yerine getirdikçe onlar emellerine ulaşamayacaklar. Bu vesile ile terör saldırılarında şehit olan, hakkın rahmetine yürüyenler için bir Fatiha rica ediyorum.

Kendisi İhtiyaç Halindeyken Dahi Kardeşini Düşünen Bir Medeniyetin Çocuklarıyız

Ülkemizin üzerinde oynanan oyunlar malum. Suriye’de sürdürülen savaş aslında Türkiye’ye diz çöktürme savaşıdır, bunun da farkındayız. Gerek Anadolu irfanını bağrında taşıyan bu ülke insanı, gerekse esnafımız, sanayicimiz, sokaktaki herkes dönen bu kirli oyunun farkında ve bu anlamda kardeşlikle, bilinçle yeniden kardeşlik köprülerini tesis etmenin, yeniden ensar olmanın, yeniden İslam dünyasında oynanan oyunların farkındayız. Bizler kendisi ihtiyaç halindeyken dahi kardeşinin ihtiyacını gözeten bir medeniyetin çocuklarıyız. Bizim medeniyetimizde karşılıksız vermek vardır. İşte Avrupa’nın korktuğu ve çekindiği, kendilerinin de soft power dedikleri bu. Bizler karşılıksız, herhangi bir menfaat gözetmeksizin dünyadaki mazlum halklara yardım ediyoruz. Bundan dolayı özellikle sanayici ve esnaf arkadaşlarımızın güçlü olması lazım. Bizler güçlü olsaydık Arakan’da rabbim Allah dediği için insanları yakamazlardı. İşte Osmanlının o yeryüzüne adalet ve merhamet dağıtan gücünü yeniden elde etme arefesine gelindiğinden dolayı başlarımıza bu çoraplar örülüyor. Bu oluşumda önde gidecek grup ahilik teşkilatı gibi bizleriz. Bizlerin bilinçli, eğitimli, kültürlü, doğru iş yapan, vizyon sahibi insanlar olmamız lazım. Müslüman işadamının önündeki en büyük tehlikelerden biri şudur; israf. İsra Suresi 21 ayette diyor ki; “akrabaya, yolda kalmışa hakkını verin ve savurganlık edenlerden olmayın” 27. ayette de; “savurganlık edenler şeytanın dostlarıdır. Ve şeytan Allah’a çok nankördür.”

İsrafı sadece maddi olarak algıladığımız için israf konusunda yayınıyoruz. İsraf olayını derinlemesine düşünmemiz lazım. Vakit israfını nereye koyacağız? Saatlerimiz, günlerimiz bilgisayar başında, internet başında geçerken, bu vakit israfını Allaha nasıl ifade edeceğiz? Bu şeytanın arzuladığı insanın malayani, boş işlerle uğraşması değil midir? Ya kendi ilmimizin israfı! Bildiğimiz şeylerden diğerlerini faydalandırmamak, en önemlisi de insan israfı. Yüreğine dokunacağımız, kendisine değer vereceğimiz gençlerimiz, insanlarımız var. Gençlerimizin yüreğine ve beynine dokunmalıyız ki bu ülke ve insanlık için faydalı birer insan olabilsinler” dedi.

Başarının Birinci Anahtarı Şikayeti Terk Etmektir

Konuşmanın ardından Ahmet Ziylan’ın hayat hikayesi ve başarılarını anlatan tanıtım filmi izlendi. Ardından gecenin konuğu Ziylan Grubunun sahibi, işadamı ve kanaat önderi Ahmet Ziylan kürsüye davet edildi. Ziylan, konuşmasın başlamadan önce Ankara saldırısı ve tüm şehitler için salondakilerden Fatiha okumalarını rica etti. Konuşmasına kendisini tanıtarak başlayan Ziylan, 1935 Gaziantep doğumlu olduğunu söyledi. Ahmet Ziylan konuşmasını şöyle sürdürdü; “1971 senesine kadar Gaziantep’te kaldım, ayakkabıcılık yaptım. Çıraklık, kalfalık, ustalık yaptım, en çok hatıralarım da bu yıllardadır. Kabuğuma sığmadım İstanbul’a taşındım. O zaman İstanbul’da sıradan bir ayakkabıcı ilken çalışkanlık ve Allah’ın lütfüyle Avrupa’ya ve dünyaya kendimizi tanıtacak kadar bir yere geldik. Bizim hayat hikayemizi istediler kardeşlerimiz. Bunun için şöyle bir sırlama yapmak istiyorum. Önce ne yaparsak yapalım işimizi sevmemiz gerekiyor. Onun için önce sevgi diyorum. Sonra ilgi diyorum, son olarak da para. Sabır, sebat, kanaat. Başarının birinci şartının da çalışmak olduğunu hepimiz biliyoruz. Hepimiz çok çalışmalarıyız. Çok şikayet ediyoruz. Biraz da öz eleştiri yapalım, biz ne yaptık? Benim birinci basamağım şikayeti bırakmam. Başarının birinci anahtarı şikayeti terk etmektir. Şikayeti bırakmazsan moralin bozulur, önce işimizi sevmemiz lazım. 1960 senesinden beri benim ağzımdan kimse şikayet duymadı. İkincisi de şükür. Kötüsünü düşünüp şükretmek lazım. Bana soruyorlar bazen nasılsınız? Ben hemen pencereden dışarıyı gösteriyorum; şu dışarıdaki iklim gibi. Bir gün bakıyorsunuz ki açık, bir gün bakıyorsunuz yağmurlu. İş de onun gibidir. Eğer kışın geleceğini hesap edip ona göre tedbirini almışsan, yazın geleceğini bilip tedbirini almışsan mesele yok.

Başarının İkinci Basamağı Çalışmak Ama Dürüst Çalışmak

Başarının ikinci basamağı çalışmak ama dürüst çalışmaktır. Biz Müslüman’ız, yalan söylemek yok diyoruz, yaptığımız işten karşı taraf memnun olmuyor. Bir defa yaptığımız işte kendimizi inandıracağız, güvendireceğiz. Marka budur işte. Halk arasında şöyle bir şey var; dalavere yaptı da köşeyi döndü. Dala vere yaparak köşe dönülmez. Döndü gibi gözükürse de sonu yoktur. Yaptığın işte hep kendine hakim olacaksın. Nasıl yaparım da daha iyisini yaparım, nasıl yaparım da daha ucuzunu yaparım, hep bunun arayışını sürdürdüm” dedi.

Konuşmanın ardından Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir tarafından Ahmet Ziylan’a gecenin anısına plaket takdim etti. Plaket takdiminin ardından program sona erdi.

18.03.2016